Özlem ERMİŞ BEYHAN
Dünya ticareti daralır, rekabetçiliğin önemi artarken Türkiye’nin verimlilik artışı için bir seferberlik içine girmesi gerektiğini belirten Prof. Işın Çelebi, Stratejik Planlama Teşkilatı kurulması gerektiği önerisini getirdi.
14 Ekim’de Abdullah Gül Üniversitesi’nde düzenlenen “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Sürdürülebilir Kalkınma Sürecinde Türkiye” konulu panelde konuşan Prof. Işın Çelebi, “Günümüzde globalleşmenin etkinliği azalıyor. Yaşlanan nüfus nedeniyle verimlilik de azalıyor. Teknolojinin gelişimi sürecinde; dijitalleşme ve yapay zekâ kullanımını geliştirmek önemli hale geliyor” dedi.
Bu perspektifle verimliliğin artırılmasının önemine işaret eden Prof. Çelebi, “Kalkınma ve büyüme sürecinde enflasyonun düşürülmesi, kaliteli büyümenin sağlanması ve gelir dağılımının düzelmesi önemli hedeflerdir. Bu süreçte Stratejik Planlama Teşkilatının yeniden kurulması, ekonomide koordinasyonun ve gelecek programların gerçekçi, verimli ve etkin bir biçimde sağlanması ihtiyacı artıyor” ifadesini kullandı.
İklim Değişikliği ve Su Bakanlığı kurulmalı
Çelebi şöyle konuştu: “Gelir dağılımını düzeltmeye, verimliliği ve rekabet gücünün gelişmesini sağlayarak enflasyonu düşürmeye odaklanmalıyız. Rekabet sisteminin uluslararası kurallara uygun hale getirilmesi ve işletilmesi gereklidir.
Teknoloji gelişme sürecini ve bilgi ekonomisini daha etkin yöneterek verimliliği ve etkinliği sağlamalıyız. Büyümenin ve kalkınmanın temeli, teknolojik gelişmeye, yetişmiş insan gücüne ve gelecekte yeterli ve sağlıklı su teminine dayanacak. Bütün bu önerilerin gerçekleşmesi için yönetme bilgisine, deneyimine ve hızlı karar alma kişiliğine sahip, liyakata dayalı yönetim takımı oluşturulmasını sağlamak önemlidir.
Hızlı karar almak ve doğru uygulamayı yapmak ve gençlere yol açmak ekonomi ve kalkınma için çok gereklidir.” Bu süreçte ekonomik amaçlı kurumların yeniden yapılanması gerektiğini belirten Prof. Çelebi önerilerini şöyle sıraladı:
1- İklim değişikliği ve su kıtlığı nedeniyle, Tarım ve Orman Bakanlığı ikiye bölünmeli, İklim Değişikliği ve Su Bakanlığı kurulmalıdır, DSİ, EPDK gibi bağımsız bir kurum olmalıdır.
2- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, atık arıtma tesislerinin verimli çalıştırılmasını temin etmelidir. Temiz su ve sağlıklı koşulların oluşturulması öncelikli olmalıdır. İklim değişikliği sorunu ve çevreyi iyileştirme-geliştirme esas olmalı, bu konu özel olarak uzmanlık ile ele alınmalıdır.
3- Kurumların yeni yapılanmasında, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı ikiye ayrılmalı, Teknoloji Bakanlığı kurulmalıdır. Bu bakanlıkta, işler üç ayrı müsteşarlık üzerine kurulu bir yapı oluşturularak yürütülmelidir. TÜBİTAK Teknoloji Bakanlığı’yla ilişkili özerk bir kurum olmalıdır.
4- Ülkemizin büyük bölümünün aktif fay hatları üzerinde olması, Afeti Önleme Bakanlığı kurulmasını zorunlu hale getirmiştir.
5- Kadın istihdamı ekonomik büyüme açısından en önemli faktörlerden biridir. Kadınların sosyal güvenlik sorunlarının ilgili kanunlar çıkarılarak çözülmesi hızla sağlanmalıdır.
6- Çalışma koşulları bürokratik engellerden kurtarılmalı ve beyin göçü mutlaka tersine çevrilmelidir.
7- Kamu yönetiminde bilgi akış sistemleri ve karar alma süreçlerini hızlandırmak için yapay zekâ kullanılmalıdır.
Çözüm için Türkiye’nin potansiyeli harekete geçirilmeli
Prof. Çelebi. “İklim değişikliği ve suyun kullanımı çok önemli hale geldi. Fırat ve Dicle’nin suları bile yüzde 40’a yakın azaldı. Bu nehirlerin üzerinde 22 tane baraj var. Bunlar enerji üretme ve sulama projeleridir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, sürdürülebilir kalkınma sürecinde ülkemizde verimli olarak değerlendirmemiz gereken zengin imkanlar var. Yeniden yapılanmayı benimsememiz ve çözüm için Türkiye’nin gücü ve potansiyelini harekete geçirmemiz gerek” dedi. Çelebi, Türkiye’nin kaynakları, potansiyel gücü ve çözmesi gereken sorunları şöyle sıraladı:
– Genç nüfus ve sorgulayan eğitimin gelişimi.
– İklim değişikliğinin yarattığı sorunların çözümü ve suyun etkin kullanılması.
-Ülkemizin stratejik konumu ve coğrafi zenginliğinin etkin değerlendirilmesi.
-Tarihsel birikimi ve kültürünün etkisi ile barış ve demokrasi içinde yaşam.